Herkesin iyi ya da kötü sürdürdüğü bir hayat bulunmaktadır. Yaşama
koşulları kimilerine oldukça iyi seviyelerde sunulmuşken, kimileri de oldukça
zor şartlar altında yaşama çabası göstermeye çalışmaktadır. Şöyle başımızı
çevirip sadece kendi çevremize bakacak olursak bile ne kadar da farklı yaşayış
biçimleri olduğunu çok rahat bir şekilde görebiliriz. Genel olarak bölgesel bir
şekilde benzer yaşayış şekilleri görüyor olsak da esasında hepsinin birbirinden
ayrılan temel farkları bulunmaktadır. Alt kattaki ya da yan binadaki
komşumuzun, köşedeki market sahibinin, karşıdaki mağazada çalışan gencin, hatta
akrabalarınızın ve daha tanıdığınız ya da tanımadığınız herkesin farklı yaşama
şekilleri, farklı hayat mücadeleleri vardır. Yaşadıkları süre boyunca hep o doğrultuda
hareket ederler ve doğru bildikleri ne varsa onu savunurlar. Tabii ki bu
durumda geçmişten gelen gelenek görenek ve kültür birikiminin, sonra da aile
yapısının çok büyük bir etkisi bulunmaktadır.
Biraz önce de söylemiş olduğumuz gibi, bölgesel olarak benzerlik
gösteriyor olsa da esasında sürdürülen her yaşama şeklinin birbirine göre
büyüklü küçüklü farkları bulunmaktadır. Bu noktada bir örnekleme yapmamız
gerekirse, ülkemizin diğer ülkelere göre olan çok büyük farklılıklarından söz
edebiliriz. Tarihin çok eski yıllarından bu zamana kadar farklı şekillere de
dönüşerek gelmiş olan Türk adet ve görenekleri Türk kültürü, hayata bakış
açımızı diğer ülkelerden çok farklı bir noktaya çevirmiştir. Artık daha esnek
bir yapımız olsa da genel olarak bu durum aynı şekildedir. Aynı olaydan farklı
ülkeler için de bahsetmemiz son derece doğaldır. Nasıl ki bize farklı ülkelerin
sürdürdükleri yaşama şekilleri oldukça farklı ve kimi zaman itici gelebiliyorsa
onlar için de bizim yaşama şekillerimiz farklı gelebilir.
Bu kalıplaşmış kültüre ek olarak, onun ekseninde olmak kaydıyla
yaşadığımız hayat bize bazı sorumluluklar ve yapılması gereken durumlar
sunmaktadır. Bu sorumluluklar yaşamımızın her anında farklılık göstermektedir.
Çocukluk yıllarında sadece okula gitmek ve ders çalışmakla yükümlüyken, yaş
ilerledikçe sorumluluk da artar. Sosyal çevreyle ilişkileri arttırmanın,
arkadaş çevresi edinmenin yanı sıra akraba ilişkilerine bağlı kalmak da çok
önemlidir. Bunlara ek olarak ilerleyen zamanlarda herkesin bir aile kurması ve
bu aileyle en iyi şekilde ilgilenmesi yine olmazsa
olmazlar arasındadır. Daha bu durumları zamanın akışına göre saymakla
bitiremeyiz; özel durumlar, hastalıklar, yaşlanma süreci ve daha bir sürü şey…
Hayat, her anımızda karşımıza yeni bir şeyler çıkartmaktan asla vazgeçmez.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder